30 Eylül 2011 Cuma

SÜNNETSİZLER!!



Sene 88 ya da 89 ‘dan biri. Zamanı tam hatırlamıyorum ama olayı dünmüş gibi çok iyi hatırlıyorum. 

O gün yaşadığım korku ve gerilimi unutabilmem mümkün değil zaten.
Mardin’de küçük bi dağ köyündeyiz…

O zamanlar ellerinde birer siyah çanta ile köyleri gezen adamlar var.

Sünnetçiler!


Gerginliğin ve korkunun sebebi de tabi ki onlar.

O uğursuz haberi, dışarıdan gelen ninem vermişti “köye sünnetçiler gelmiş” ardında da eklemişti “bizimkileri de (benle kardeşim oluyoruz) sünnet ettirelim”

Kardeşim o zamanlar küçük olayın farkında değil lakin ben “ tehlikenin farkındayım”..

Babamla beraber sokağa bakıyoruz. Çünkü gelen istihbarat siyah çantalı adamların komşunun evinde olduğuna yönelik…

“Birazdan çıkacaklar ve başka bi eve girmeden yakalamak lazım” derdinde, babam.

Ben de pencerenin eşiğinde sadece sokağı görebilecek kadar kafamı uzatmış bakıyorum. Hani sanki adamlar beni görse “koş la şu evde sünnetlik çocuk var” diye bizim eve hücum edecekler sanıyorum. Öyle korkmuşum yani.

Adamlar o komşudan çıkıp başka bi eve girdiler, babam da o an için boş verdi.

Derin bi nefes aldım doğal olarak, dışarı çıktım gönül rahatlığı ile. Artık beni unuttuklarına ya da vazgeçtiklerine kesin kanaat getirdim. Evin arkasında misket oynuyoruz arkadaşlarla.

Baktım amcam, evin üstünden beni çağırıyor “ gel Hemo Dayın gelmiş” diyor.

“Hemo Dayım mı?

Nasıl olur? Bize çok uzaklar, şimdi bize mi gelmiş” gibi düşünceler ve sevindirik olmuş çocuk gülüşü ile eve koştum.

Gördüğüm manzara karşında tüm sevincim kaçtı haliyle. Zira kardeşimin “işini halletmişler” kenarda yatıyor, adamlardan ikisi de Hemo Dayıma hiç ama hiç benzemiyor.

“ Ee hani Hemo dayım “diyebildim, o şokla. Adamlardan biri “gel gel ben de senin dayınım” dedi. Ben de gittim saf saf. Adamlardan biri elimi tuttu amcam da gözlerimi kapadı, kaçınılmaz operasyon gerçekleşti.

Operasyon dediysem yanlış anlaşılmasın, bildiğin makasla kestiler adiler! Öyle ağrısız sızısız hikayeleri yoktu. Zaten yara oldu kaç ay iyileşmedi…

Bu kadar şeyi boşuna anlatmadım tabi. Benim sünnet hikayemin kimseyi ilgilendirmediğinin farkındayım.

Son zamanlarda memleketin sünnetten sorumlu ombudsmanı Cemil çiçek’in BDP ye yapacağı ziyareti düşündüğümde aklıma direkt kendi hikayem geliyor. Cemil Çiçek siyah çantalı sünnetçi gibi canlanıyor gözümde. Bdp’liler de benim gibi köşe bucak kaçan çocuklar oluyor haliyle.

Bdp’li arkadaşlardan rica ediyorum lütfen kendilerine dikkat etsinler, bu adamın sağı solu belli olmaz her an “ aç lan bakıcam” diyebilir, sünnetsiz olanları sünnet ettirebilir. Durduk yere başınıza iş almayın.

Erol Dora  Abê sen de dikkat ne olur! Onun başkanlık yaptığı günlerde rapor neyin al, mümkünse karşılaşma kendisi ile her an krizi tutabilir.

Not: bizim zamanımızda bizim orda böyle sünnet olan çocuğa takı işi falan yoktu tabi, şimdi “hasılat” baya ciddi boyutlarda, kardeşimle yeniden sünnet olmayı düşünüyoruz. Cemil Çiçek’i de davet edelim diyoruz. Sünnetsiz Kürtleri 2 eksik sayar artık. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder