“Bir keresinde benle arkadaşım Nejat Cemilpaşazade Küçükyalı plajına
gitmiştik.
Yüzerken baktık ki plajın dışından ses geliyor. Biri Kürtçe ıslıkla Bêmal
şarkısını çalıyordu. Sesi biz o kadar etkiledi ki yüzerek o tarafa doğru
gittik. Baktık ki plajın dışında bir kayanın üstünde yoksul, kör ve beyaz
donuyla bir genç oturuyor.
Sordum:
-sen kimsin kardeşim?
Kızarak:
- Sana ne!
- Sen Kürtçe ıslık çalıyordun hoşumuza gitti onun için soruyorum.
- Ne olmuş yani! Kürtçe ıslık çalıyorum.
- sen Kürt müsün?
- neysem oyum.!
- kızma kardeşim, cesaretin çok hoşuma gitti adresimi verirsem yanıma gelir misin?
-sen kimsin kardeşim?
Kızarak:
- Sana ne!
- Sen Kürtçe ıslık çalıyordun hoşumuza gitti onun için soruyorum.
- Ne olmuş yani! Kürtçe ıslık çalıyorum.
- sen Kürt müsün?
- neysem oyum.!
- kızma kardeşim, cesaretin çok hoşuma gitti adresimi verirsem yanıma gelir misin?
Önce pek sıcak bakmadı ama sonra "evet” dedi. Cebinden bir kağıt kalem çıkarıp adresimi yazdı..
2-3 ay sonra beni görmeye gelmiş..
Fırat yurdunda Pütürgeli Kürt bir kapıcımız vardı, çok zalimdi. Kemal gelip
beni sormuş Kapıcı Ali kılık kıyafetine bakmış, beğenmemiş “ git ula müdür beg
senle görüşmez” demiş. “Müdür beg” de benim..
Kemal ısrar etmiş. Ali içeri geldi hazır olda durup Türkçe “ müdür beg
feqir bir adam gelmiş seni görmek istiyor” dedi. Savaş yıllarıydı ve birçok
yoksul insan yardım için bize geliyordu.
Dedim “kimdir?”
“Adı Kemal’miş ve Yaşar’mış bir gözü de kördür.” Dedi.
Hatırladım. Gelsin dedim. Yaşar Kemal geldi, o günden onda bir yiğitlik
cevheri olduğunu anlamıştım. Ayağa
kalkıp onu öptüm ve yerine oturttum, oradan buradan konuştuk.
Öğlen oldu, lokantam vardı, gidip yemek yedik sonra yukarı geldik. “
gideceğim” dedi. Biraz yardımım dokunsun diye 10 lira vereyim dedim. O zamanlar
10 lira çok para idi. Ne yaptıysam kabul etmedi. “ hayır, sağ olasın, çalışıyorum,
param var. Buraya para istemeye gelmedim dedi.
Baktım ki öyle biri değil. Ben de
vazgeçtim ve gitti.
Seneler geçti, Kemal; Yaşar Kemal
oldu. O günden bu yana da birbirimizi bırakmadık. .."
(Çinara Min, Avesta yayınları, sy:92-94)
hoş we güzel ve bir okadarda mağruur ve kürt anotomisine en yakısan kelime mağruur bence
YanıtlaSil