PKK – MİT görüşmesini ilk dinlediğim
andan bu yana beni keyiflendiren şeylerin başında, bu kaydı dinleyen Oktay Vural
geliyor.
Ben onun yerinde olsam, kendimi
doğrardım. Boğaz köprüsünden atlardım, baktım ölmedim kıyıya vurup ölmeyi
beklerdim. Saçımı başımı yolar, sinirden var ya kendimi…
Düşün şimdi.
Tapındığın devlet var bi yanda.
Öte yanda Kin güttüğün, yakalasan bi
kaşık suda boğacağın devletin düşmanları..
Ve bunlar görüşmüş. Hemi de 5.kez !
Üstelik bak, devlet PKK ’nin
komutanını senin benim paramla almış Oslo’ya götürmüş, oturmuş, konuşmuş, yemek
yedirmiş, sonra bi daha Kandil’e götürmüş ( dün akşam tv de durum
değerlendirmesi yapıyordu) . Avrupa sorumlularını falan da almışlar yanlarına.
Düşmana bi iltifatlar bi iltifatlar..
“Uzun yazıyonuz yaee” gibi tatlı
sitemler…
E bi de Sayın Öcalan meselesi var. Sayın
Öcalan aşağı Sayın Öcalan yukarı konuşup durmuş devletin yetkilisi.
Anammm! 2 dakikalığına kendimi Oktay Vural’ın yerine
koydum da Bi kere de bu kadar şoka dayanamazdım…
Kalp krizinden pat diye düşüverirdim oracıkta.
Örneklememi sadece Vural’la
sınırladım, Otasasaltık Essnik Vörsun cu
Bahçeli’nin bu durum karşında dili tutulmuş olacağında konuşamayacağını
varsayıp, düşene bi tekme de ben atmıyorum..
Tırşıkçı milliyetçi bunlar azizim! Eski
milliyetçiler olsa ortadan 2 ye ayrılırlardı sinirden. Şimdikilerde nerde…
Anca çıkıp havlarlar..
Neyse hadi ağzımı bozmuyorum, Afet Hanım
bakın kısa kestim yine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder