Bi aralar
televizyonları kasıp kavuran star yarışmalarından aklımızda tek bir isim kaldı
: Ajdar.
Rezil sesi
ve aşmış özgüveni sayesinde, kendisi ile uzaktan yakından alakası olmayan bir
konuda toplumda tanındı Ajdar. Onu bu
kadar meşhur edense tabi ki televizyoncuların oyunu idi. Alttan alta dalga
geçmek için çıkardıkları, ne yapıp söyleyeceği belli olmayan ve gürültülü her
yere toplanan halkın “acep ne yapacak” diye merak ettiği ajdar sayesinde
reyting aldılar, Ajdar da tanınarak fayda gördü bundan.
Mutual ilişki yani…
Asıl
söylemek istediğim artık siyasetin de bi Ajdar’ı var: Osman Pamukoğlu.
Hitlere
rahmet okutan fikirleri ile Pamukoğlu, son zamanlarda hangi kanalı açsak
karşımızda…
Ve yine acaba paşa ne yumurtlayacak diye oturup izliyoru(z)m.
Birkaç ergen
dışında kendisini ve fikirlerini ciddiye alan var mı bilmiyorum ama Pamukoğlu’nun
bugün görece kendisinin bölgede görev yaptığı yıllara göre daha rahat
konuştuğumuz Kürt sorunu hakkındaki söylediklerini duyunca kanım donuyor.
Kürtlerin
anadilinin Kürtçe olmasını “ devletin Türkçe öğretememesi “ yani asimilasyon politikalarındaki
başarısızlığına bağlayan pamukoğlu’nu ve görevde olduğu yıllarda bölgede yaşananları,
anlatılanları düşününce hayal olarak nitelendirebileceğimiz şeylerin bile
gerçekleşmiş olma ihtimalini ne kadar yüksek olduğunu anlayabiliyorum…
Kürtler
tarafından ciddiye bile alınmayan Pamukoğlu’nu ilk seçimlere kadar çekeceğiz
gibime geliyor, sandıkta binde 3 oy alıp evine dönene kadar sabredecez artık.
Hem dedik ya mutual ilişki, televizyoncu ve pamukoğlu karşılıklı fayda görüyor.
…….
Geçen akşam
tv’de konuşurken izlediğim bir diğer paşa İlker Başbuğ ise devlet Bahçeli’nin pabucunu
dama atan bir hesap yapmış.
Gerçi ben orayı kaçırmışım ama gazetede görünce kendimi gülmekten alamadım.
Hesabına
göre toplamda 40 bin ( ohaaa) PKK ’li öldürmüşler ve bugünkü militan sayısı ile
karşılaştırdıklarında PKK’yi 5 kez bitirmişler.
Şimdi
düşününce “kaldı mı dohuzzz “ daha
mantıklı bi hesaptı sanki. Di mi?
Ben de kara
harp okullarından en azından mühendislik bilgisi yüksek adamlar çıkıyor
sanıyordum, yanılmışım.
Aslında
çatışmalarda hayatını kaybeden PKK’lilerin TSK tarafından ilan edilen sayıları
bambaşka bi olay. Özellikle asker kayıplarının çok olduğu çatışmalardan hemen
sonra açıkça sallamasyon olduğu belli olan ve sadece toplumun öfkesini
dindirmeye yönelik olan açıklamalar..
Geçtiğimiz
senelerde yanlış hatırlamıyorsam Dağlıca baskınından sonra okulun kantininde
haberler izlerken, dersten çıkan
öğrenciler de koşarak ve merakla haberleri izlemeye başladılar. Arkadan
gelenlerden biri sordu “ kaç kaç olmuş” arkadaşı da gayet doğal karşıladığı bu
soruyu asker sayısını söyledikten sonra PKK için “ 243” gibi bi sayı söyledi. TSK’nin
açıkladığı ve “küsuratlı sayı veriyorum ki salladığım anlaşılmasın” prensibinin
bariz örneği olan bu sayıyı duyan elaman “ ohh “ dedi.
Sanırım o
sayıları duyan neredeyse tüm Türk milliyetçileri benzer tepkiyi göstermiştir. Öyle
ya eğer basket maçı gibi gördükleri ölüm sayılarında geri kalsalar ne olacak
halleri. Mağlubiyet hissi ile Boşu
boşuna ölüme gönderdikleri gençlerin hesaplarını birileri sormaya başlasa ne
yaparlar? Bu damarı yıllardır sömüren ve kimse tarafından sorgulanmayan TSK
istediğini elde etmesi zor da olmuyor haliyle.
Bence bu
sayıları medyaya verenler ya saymayı bilmiyor ya da hiç dayak yememişler. 243 ü
nasıl saydığı bi yana, bu kadar kişinin öldüğü bi saldırının en 300-350 kişilik
bi grup tarafından yapılmış olması lazım ki bu da pkk için gerçekçi bi sayı
değil… bu konuyu takan var mı, onu da sanmıyorum.
Ayrıca her operasyonda
en az 50-60 öldürdükleri ve yıllardır 3 bin- 4bin dedikleri PKK ’nin bitmemesi
de başka bi konu. Bir ara bi espiri okumuştum. Diyordu ki “ eğer evrim varsa
Kürtler kesinlikle amipten gelmiştir. Baksana bölünerek çoğalıyoruz “.
Dağdakiler de bölünerek mi çoğalıyor, yoksa Türk tarafındaki İşkembe-i Kübra’dan
sallayanlar mı abartıyor anlayamadım.
Bu
sallayanlardan biri ve en büyüğü de Osman Pamukoğlu.
Görev
süresince 5 bin PKK vurduğunu iddia ediyordu. Ne denir ki buna. Benim bildiğim
en hafif ifade; ohaa! Hakkaten oha. Gerçi bi belgeselde anlatıyordu “ git şu
vadide 400 ceset var” diye gazeteciye emir vermiş. Öyle bakmış, olsa olsa 400
tane öldürmüşüzdür demiş. Sallamasyon kesin yani…
Bi de ciddi
ciddi anlatmıyorlar mı bunları ben ona yanıyorum. İşin daha kötüsü TSK halkın
en çok güvendiği kurumlar anketinde hep ilk sıralarda çıkıyor. Açıkça yalan
söyleyeyip halkın sırtında, gücü ellerinde tutanlar ve yalanı sorgulamayan
halk… TSK halinden oldukça memnun, halk bazı bazı rahatsız...
Bunun da
biyolojideki adı; Asalak yaşam…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder