16 Mart 2012 Cuma

halepçe





Fetullahçılar Çanakkale’nin önemini vurgularken sürekli bir olay anlatırlar.

Turgut Özal eğitim sistemini incelemesi için Japonya’dan uzman pedagoglar çağırtır.

Adamlar gelirler çalışmalarını yapıp sonuçlarını sunmak için Özal ve bürokratları ın huzuruna çıkarlar.


Anlatırlar ve Sonuç olarak “sizin sisteminizde milli ruh” yok derler.

Özal merak eder bu durumu.”nasıl?” der.

Adamlar tekrar başlar anlatmaya:

Biz Japonya'da okula başlayacak çocuklarımıza milli ruh şoklaması yaparız.

Onları önce toplu halde hızlı trenlere bindirir, dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi gezdirir ülkemizin gücünü gösteririz.

Sonra da bu yavrularımızı alır Hiroşima ve Nagazaki'ye götürür, orada atom bombası atılan ve yıllardır ot dahi bitmeyen alanları gösterir deriz ki: Eğer siz çalışmaz, 
bilinçlenmez ve az önce gördüğünüz teknolojiye sahip olmak için çalışmazsanız sonunuz böyle olur.”

Bürokratlardan biri atılır: “Ama bizim Hiroşima'mız yok ki!”

Japon uzmanın cevabı tokat gibidir:

“Sizin Çanakkale'niz on Hiroşima eder!”

Bu hikayeyi nerden ele almak lazım bilmiyorum.

 Normal şartlar altında Türk eğitim sisteminin yeterince milli olması fikri bizim için yeterdi ama bugün normal bir gün değil.

Bugün Kürdün Hiroşima ve Nagazaki’sinin yıldönümü.

Kürtler dışında nerdeyse kimsenin bilmediği Halepçe’nin yıldönümü…

5 binden fazla insanın ölmesine 7 bin fazlasının yaralamasına, milyonlarca insanın yerini yurdunu bırakıp kendi tabirleriyle “awarekan- mülteci” olmasına sebebiyet veren bir vahşetin yıl dönümü.

Kimyasal etkiye bağlı hastalıktan ölenler, özürlü doğanlar vs de cabası…
Özürlü doğum oranı Hiroşima ve Nagazaki’nin 5 katıymış mesela.

Hasılı Japon ya da Türk çocuğuna bi yerleri gösteriyormuş ya biz nereyi gösterelim?

Dersim mi?

Diyarbakır hapishanesi mi?

Halepçe ve Enfal i mi?

Faili meçhuller mi?

Öldürülen çocuklar, yakılan köyleri mi?

KCK operasyonlarını mı?

Roboski’yi mi ?

Pozantı’yı mı?

Sahi nerden başlayalım? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder